Ülke TV ekranlarında yayınlanan Akşam Baskısı programına katılan Nabi Avcı 1128 akademisyenle ilgili çeşitli açıklamalarda bulundu.
"Bu bildiriyi imzalayan akademiklerin kaçı okudu ondan emin değilim. Hepsini tabii tanımıyorum ama içlerinde tanıdıklarım var. Onların gerçekten bu bildiriyi salim kafayla okumuş olmaları halinde bugün altına imza atamayacaklarını zannettiğim insanlar var. Birçok bakımdan bu bildiri ibretlik bir bildiri. En başından beri bildiriyi kimin yazdığını bilmiyoruz. Yani bin küsür akademisyen altına imza attıkları bildiriyi kimin hazırladıklarını bilmiyorlar diye düşünüyorum. Bin küsür akademisyenin bir metin üzerinde bir araya gelip anlaşmaları pek de mümkün değil. Bu akademisyenin bir kısmının naif bir biçimde barıştan söz ettiğini düşündüğünü düşünüyorum. Diğer bir kısmı için ise böyle düşünmüyorum.
Bir akademisyen altına imza atacağı bir metni kimin hazırladığını bilmek ister. Bu metin buradan bir sakatlık var. Sahibi belli değil. Anonimleştirme çabası var. Anonimleştirerek linç kültürünü yansıtıp sorumluluktan kaçmak veya sorumluluğu başkaları üzerinden yürütmeye çalışmak var.
Ben tartışmalar sırasında metin üzerinde çok tartışan görmedim. Kendilerini akademisyen ve araştırıcı olarak gören bir kesim metnin başlığına göre ortada bir suçun olduğunu düşünmüş ve bu suça katılmayacağını söylemiştir. Bu metne göre Türkiye Cumhuriyeti bölge halklarına karşı bilinçli bir şekilde katliam uyguluyormuş. Bilinçli bir şekilde sürgün politikası uyguluyormuş. Bu uluslarası hukukta bir soykırım tanımıdır. Bu bildiriye atanlar Türkiye Cumhuriyeti’ni soykırım yapmakla suçluyorlar.
Ayrıca metninde “Kürt Siyasi İradesi” diye bir ibare var. Bu ibare nedir? Bu iradenin taleplerini içeren bir yol haritası hazırlayın şeklinde de bir ifade var. Bunun siyaset bilimiyle, uluslarası literatürle, uluslarası hukukla ilertutar yanı olan bir tarafı yok.
Bu sokağa çıkma olaylarının yaşandığı yerlerde neler oluyor? Hendekleri kimler kazıyor? Okullara kimler bomba atıyor, sokaklara kimler mayın döşüyor? Hastanelere kimler saldırıyor? Niye yapıyor? Bu metinde bunların cevabı yok. Bu kişilere göre Türkiye Cumhuriyeti devleti aklına esmiş ve bölgede yaşayan Kürtlere ve diğer halklara bilinçli bir katliam politikası uygulamaya başlamış. Peki o sırada PKK devrimci halk savaşı ilan etmiş mi? Bazı bölgelerde silahla giriş çıkışları kontrol etmeye kalkışmamış mı? Evet kalkıştı. Bunlar neden metinde yok? Bunların hiçbiri olmamış mı?
Türkiye Cumhuriyeti Irak'tan, Suriye'den kaçan 2,5 milyon Türkmen, Türk, Arap, Kürt vatandaşın ırkına, rengine, cinsiyetine bakmadan onları misafir eden, çocuklar için eğitim örgütleyen, yetişkinler için meslek edindirme kursları açan, gelen herkesin ellerini cebine atmadan Türkiye'yi çok takdir ediyoruz dedikleri bir ülke. Bu ülkenin akademisyenleri araştırmacıları bunları yapan Türkiye Cumhuriyeti'ne katliam yapıyor diyor?"