Ankara Barosu ''Bu ülkenin akademisyen ve araştırmacıları olarak bu suça ortak olmayacağız'' bildirisini imzalayan 1128 akademisyene yapılan eleştirilere tepki göstererek yazılı bir açıklama yaptı.
Ankara Barosu yaptığı yazılı açıklamada, Herkesi ifade özgürlüğüne davet ettiklerini ve evrensel hukuk kurallarına saygı duymaya davet ettiklerini belirtti. 1128 akademisyene linç kampanyasınının başlatıldığı ifade edilirken, düşünce ve ifade özgürlüğünün anayasada ve yasalarda garanti altına alındığı vurgusu yapıldı.
''Öncelikle bilinmelidir ki; bu ülkede düşünce ve ifade özgürlüğü, Anayasamız, yasalarımız ve uluslararası sözleşmelerle garanti altına alınmıştır.
Bu ülkede yaşayan herkes, bir suçu ya da suçluyu övmedikçe, kimseyi terör ve şiddete azmettirmedikçe içeriği ne olursa olsun düşüncelerini açıklamakta özgürdür. Söz konusu bildiriye imza atan akademisyenlerin de bu çerçevede ifade açıklama haklarını kullanmalarını kabul etmemiz gerekir. Açıklamanın içeriği ve kullanılan kavramlar elbette tartışmaya açıktır. Kimsenin bu açıklamayı doğru bulma, benimseme, katılma ve destekleme zorunluluğu olmadığı gibi bu açıklamaya birçok haklı gerekçe ile karşı da çıkılabilir. Ancak bu sözleri tartışmak, eleştirmek yerine bir linç kampanyasına dönüştürerek susturmaya çalışmak, çağdaş demokrasilerde kabul edilemez.
Bildiriye imza atan bin 128 akademisyen hakkında devletin en üst makamları tarafından başlatılıp toplumun değişik kesimlerince desteklenen linç kampanyasını, akademisyenler hakkında açılan idari soruşturmaları, YÖK'ten talimat beklediğini belirten üniversite yönetim anlayışlarını, bildiride imzası bulunanlara yönelik gözaltı ve görevden almaları kabul edilemez bulduğumuzu kamuoyunun bilgisine sunuyoruz.
Ergenekon, Balyoz ve diğer yargılamalarda yaşadıklarımızla başlayan süreç, Tahir Elçi'nin ifade için davet dahi edilmeden adliyedeki makamından gözaltına alınması; MİT TIR'ları haberini yapan Can Dündar ve Erdem Gül'ün tutuklanması ve bugün açıklama yapan akademisyenlerin gözaltına alınmaları ile toplumsal linç süreci devam ettirilmektedir. En büyük endişemiz, birbirimize karşı olan empatimizi kaybetmemiz nedeniyle demokratik bir devletten despotizme yol alınmasıdır.
Ankara Barosu olarak, Akademisyenler Bildirisi'nin bir cadı avına dönüştürülerek tarihimize kara bir leke olarak geçmemesi için bu linç kampanyasına son verilmesini talep ediyor; herkesi ifade özgürlüğüne ve evrensel hukuk kurallarına saygı duymaya davet ediyoruz.”