Yargıtay, karısını döven kocayı, karısından daha az kusurlu buldu. İşte Yargıtay'ın tartışma yaratan kararının gerekçesi...
Yargıtay'ın kararı tartışmalara neden oldu. Yargıtay, Facebook'ta bir erkekle çekilmiş fotoğrafını paylaşan karısını döven kocayı, karısından 'daha az kusurlu' buldu. İşte kararın gerekçesi...
Kocaeli'nde V.Y., 5 yıllık evli karısı İ.Y.'nin başka bir telefon kullandığını, kızlık soyadıyla Facebook'ta hesap açtığını, paylaştığı fotoğraflarda bir erkekle samimi pozlar verdiğini gördü. Boşanma davası açan koca eşinden 50 bin lira maddi, 50 bin lira manevi tazminat talep etti. İ.Y. ise eşinin şiddet uyguladığını iddia edip tazminat talebinin reddini istedi.
Kocaeli 2. Aile Mahkemesi tarafların boşanmasına, davacı koca lehine 10 bin lira manevi tazminat ödenmesine hükmetti. Temyiz başvurusu üzerine dosyayı görüşen Yargıtay 2. Hukuk Dairesi boşanma kararını onarken, tazminat kararını "İki taraf da eşit kusurlu" diyerek bozdu. Yerel mahkeme bozma kararında direnince dosya Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'na gitti. Kurul, yerel mahkemenin başka erkeklerle fotoğraflarını paylaşan kadının hareketini daha ağır kusur kabul ederek, koca lehine 10 bin lira tazminata hükmeden kararını onadı.
ŞİDDETLİ ELEM VE HİDDETİN ETKİSİYLE'
Yargıtay'ın tartışmaya neden olan kararının gerekçesinde şu tespitler yer aldı: "Davalı kadının, güven sarsıcı davranışlarına konu sosyal medyada paylaşılan fotoğrafların ve özel olarak bulundurulan telefonun varlığının davacı erkek tarafından öğrenilmesi üzerine davacı erkeğin, duymuş olduğu hiddet ve şiddetli elemin etkisi altında eşine 'basit tıbbi müdahale ile giderilebilir nitelikte' fiziksel şiddet uyguladığı, ceza mahkemesince bu sebeple mahküm edilen erkeğin cezasında haksız tahrik hükmü uygulanmak suretiyle indirime gidildiği anlaşılmaktadır. Hemen belirtilmelidir ki, hiçbir eylem şiddete gerekçe olmayacağı gibi, hukuk düzeni şiddeti korumaz. Ne var ki, manevi tazminata hükmedilmesinde tarafların boşanmaya neden olaylardaki kusur durumları dikkate alınır.
Davalı kadının birden fazla güven sarsıcı davranışının, bunu öğrenen davacı erkekte şiddetli elem ve hiddet oluşturduğu, bu duygular içerisinde bulunan ve öncesinde de eşine karşı fiziksel şiddet uyguladığı kanıtlanamayan erkeğin sadece bu olay sebebiyle eşine basit nitelikte fiziksel şiddet uyguladığı, bu sebeple boşanmaya neden olaylarda her iki tarafın da kusuru olmakla birlikte davalı kadının, davacı erkeğe nazaran daha ağır kusurlu olduğu, davalı kadının belirlenen kusurlu davranışının davacı erkeğin kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğu ve bu sebeple davacı erkek yararına manevi tazminata hükmedilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır."
Kaynak: HaberTürk