Biraz nostalji yapalım isterseniz. Geçmişte televizyon, bilgisayar, internet yok. İşler daha çok insan gücü ile yapılmakta. Sadece radyolar var, o da devlet radyosu. Devlet radyosunun bir asaleti var. Çaldığı müzikler; insanları eğiten, genel kültürlerini arttıran programlar.
Akşam eve gelip yattığımızda, uyuyana kadar geçen sürede insanlar, günün muhasebesini, gelecekle ilgili planlarını yaparlar. Hayaller kurar, kararlar alırlar. Ne kadar sade ve hormonsuz bir yaşam…
Sonra televizyon ve diziler çıktı. Arkasından özel TV kanalları. Derken seviye düştü. Kültür, sanat, kalite hak getire. Edep adap hiç arama. Varsa yoksa reyting ve reklam geliri. İnanç, gelenek, görenek kimin umrunda! Gençlerimizin ahlaklarını bozma, inançlarını zehirleme, gerçek hayattan koparma…
İnsanlar artık birbirine oturmaya gittikleri vakit, sohbet etmekten vazgeçip televizyondaki dizileri izler dizi bitiminde de evlerine döner oldular. Reklam arasında da hal hatır sormalar…
Bakın 1970 yıllarda ülkemizde fast food zinciri ülkemiz pazarına girmek ister. Ancak insanlarımız rağbet göstermez ve kapanır. Ancak maalesef devlet televizyonunda maliyetinin yarı fiyatına verilen “Ninja Kaplumbağalar” dizisi ile yetişen nesilden sonra fast food zinciri tekrar ülkemize gelir ve bu sefer tutar. Şuanda bu tip mekânlarda iğne atsan yere düşmez. Yeni nesilde maalesef ızgara köfte, lahmacun, pide ve sulu yemeğin yerini pizza, hamburger türü yiyecekler almıştır. Bunun doğal bir süreç olduğuna kimse beni inandıramaz.
Günümüze gelince, birey başına telefon ve internet insanı tamamen esir almış durumda. Devlet memuru işinde, öğrenciler sınıfta, hatta camide cemaat bile işine, dersine, ibadetine konsantre değil!!! Her kadar cami kapılarında “Hak’la irtibata geçince, halkla irtibatı kesin” uyarı yazıları konsa da, namaz kılarken mutlaka farklı müzik sesleri duyarız. Bu da bütün cemaatin huşusunu bozar.
İş yerlerinde, sınıflarda, farklı çalışma sahalarında verimlilik düşmüş; beynimiz işimize değil, sanal medyaya konsantre olmuş durumda, bu da verimliği düşürmekte.
Yolda yürürken düşenler, araç kullanırken kaza yapanlar, ocakta yemek yakanlar hep bu bağımlılıktan.
İnsanlar televizyon, bilgisayar başında sanal alemde dolaşırken uyuyakalmakta. Aklını beynini kullanma için fırsat kalmamakta ve beyinler adeta körelmekte. Yeni neslin kuracak hayalleri bile yok maalesef…
Oysa kutsal kitabımızda Rabbimiz birçok ayette aklı olanlara ve aklını kullananlara seslenmekte. Öyleyse bu gidiş nereye? Esaret haline gelen nimeti, tekrar hükmettiğimiz nimete döndürme dileğiyle…