YENİ FETÖ'LERİN OLMAMASI İÇİN


Hakan Karagöz

Hakan Karagöz

03 Haziran 2017, 16:41

Biz Fetö tecrübesinden sonra farklı bir millet olduk. Dine, dindara bakışımız bile değişti. Fetö; cemaat, hizmet, hoşgörü gibi kavramlara karşı halkta nefret uyandırdı.

Hizmet, hoşgörü sözcüklerini burada kullanırken ben bile ürperiyorum. Şimdi millet bütün İslami yapılara –yeni Fetö olmasın diye- mesafeli bakıyor.

Yeni Fetöler olmaması için “bizim mahalledeki” sivil toplum kuruluşları ve derneklerin Fetö’den boşalan alana çöreklenmeleri yetmez.

Onları atalım yerine bizimkileri koyalım değil ki mesele.

Klasik aman ha yeni Fetöler çıkar muhabbeti de değil bu söylediğim.

 Bambaşka bir şey diyorum.

Sıkıntı, Fetö’nün yanlış bir din algısını bu kadar rahat halkımıza enjekte edebilmesindedir.

Nasıl oluyor da İslam gibi doğru ve yanlışı bu kadar net, açık bir dinin mensupları bu kadar büyük bir hata yapabilir?

Bunun sebebi bence yüz yıllar öncesine dayanıyor.

İslam Allah’ın indirdiği, peygamberin tebliğ ettiği bir dindir. Yani dinin asıl kaynağı Allah ve peygamberdir.

Hata şuradaki bizler millet olarak İslam’ı bu temel kaynaklardan değil, maalesef edebiyatçılardan, şairlerden öğrendik.

Yunus, Mevlana vs. toplumda din adına tek söz sahibiymiş gibi sunuldu. Bunlar gerçekten çok büyük söz üstatlarıdır. Sözleri asırlardır kulağımızı, gönlümüzü besliyor.

Ama bunlar bir din âlimi değildir. Bunlar temeli benzetmeye, abartmaya dayalı bir edebiyat dalı olan şiir yazan kişilerdir yalnızca. Şairdirler.

İslam şeriat dinidir.

Oysa bunlar yalnızca duygudan bahsediyorlar.

Peygamber efendimizin, devrin tanınmış şairlerini çok önemsediğini bilmiyor değilim.

O dönemde şiir propaganda aracıydı.

Kabul.

Benim itirazım sağcısından solcusuna, mistiğinden radikaline, okumuşundan cahiline kısaca herkesin dinle ilgili konuşurken atıf yaptıkları tek yerin Yunus, Mevlana gibi mutasavvıf şairler olmasıdır.

Hâşâ neredeyse ayet hadis dururken bu şiir dizeleriyle dini anlatacağız.

Allah, Müslüman için en yüksek makam olarak cenneti sunarken bunlar hadlerini aşıp bize cennet gerekmez biz seni istiyoruz diye saçmalıyorlar.

Bakınız Yunus bir şiirinde ne diyor:

Âşık mı diyem ben ona, Tanrı'nın cennetini seve,
Cennet dahi tuzak imiş, mümin canları tutmaya

Tutulmadı Yunus canı, geçti cehennemden cennetten,
Yola düşüp dosta gider, yine aslına ulaşmaya.

Yani Yunus cennet ve cehennemden geçti. Cennet bile mümine bir tuzakmış diyor.

Söyler misiniz bunun neresi İslam? Sakın bana Allah aşkı falan demeyin. Allah kendisine bu derece aşk duyulmasına izin vermemiş ki.

Kişinin anne baba veya evladına sevgisinin çarpık haline ensest diyorsak buna ne diyeceğiz? Senin bir kul olarak “Allah’ta yok olma” hakkın var mı kardeşim!

İşte Fetö de aynı garip, sapık benzetmelerle İslam’ı sulandırarak zihinleri karıştırdı. Kendi sapık fikrini İslam’mış gibi sundu. Fetö’nün beslendiği damar açıkçası bahsettiğim bu çarpık damar.

Rahmetli Erbakan hoca “en büyük yalan doğruya en yakın yalandır.” derdi. Bunların ki de bu hesap. Garip bir inancın adını İslam koyuyorlar sonra da onu halka yutturuyorlar.

Fetö’nün –hâşâ – Allah’la peygamberle görüşmesi ile bu eski dönem mutasavvıfların fenafillâh diyerek Allah’ta yok olma iddiası arasında ne fark var? İkisi de Allah’ın kula koyduğu sınırı aşıyor.

Fetö yüz yıllar öncesindeki Bâtıniliğin devamıdır.

Türk topraklarında yeni bir dini anlayışa ihtiyaç var. Dini, İlmi, sohbetlerde artık Yunus’a, Mevlana’ya değil de Gazali’ye, Elmalılı’ya göndermeler yapılmalı.

Referans olarak bunlar alınmalıdır.

Edebiyatçıları anlarım.

Ama değme ilahiyatçılarımız da söz ve yazılarında sürekli Mevlana, Yunus alıntılarıyla konuşup yazıyorlar.

Bu doğru değil.

Modern hayatın yaşam tarzına, sıkıntılarına, keşmekeşine ve sorunlarına çözüm edebi eserlerde değil, yeniden ihya edilmesi gereken dini ilimlerdedir.

Yorum Ekle
İsim
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Avatar
Gözüm - 7 yıl önce
Yüce dinimizi Kuran-ı Kerim'den ve din alimlerinden öğrenmeliyiz.
Avatar
M.YILDIRIM - 7 yıl önce
Müslümanlar olarak reforma ihtiyacımız var üstad...Kuran ve sünnet temelli...
Avatar
Yusuf - 7 yıl önce
İşte dirilmek için bu konuları sorgulamaliyiz..Tebrikler..
Avatar
Mustafa - 7 yıl önce
Hakan hocam Yunus Emre'nin ya da Mevlana'nın tüm şiir ve sözleri sizin yaziniza adeta cimbizlayarak aldığınız sözlerden mi ibaret...Adeta İslam dünyasındaki savruluslarin özelde bizim ülkemizdeki dini konulardaki yanlışlıklarin günah keçisi olarak bu iki mutasavvifi gormussunuz. Elbette her insanın her söyledi her yazdığı doğrudur ya da tartışılmaz demiyorum... Ama bu insanları hepten günah keçisi yapmanızı da anlamış değilim...Vesselâm...