Yükseköğretim Kurumları Sınavı tercih sonuçları açıklandı. Üniversitelerdeki örgün eğitim verilen 840 bin kontenjanın 710 binine yerleştirme yapıldı. örgün lisans programlarında 90 bin, ön lisans programlarında ise 40 bin olmak üzere 130 bin kontenjan boş kaldı.
YKS tercih sonuçlarıyla ilgili ÖSYM’nin paylaştığı verilere göre, tercih yapma hakkına sahip olan 1 milyon 750 bin öğrencinin, yaklaşık 3’te 1’i 550 bin öğrenci tercih yapmadı. Bu veriler Yükseköğretim sisteminde önemli sorunlar olduğunu söylemektedir.
Üniversiteye yerleştirme sisteminde sorunlar bulunsa da asıl sorun yapısaldır. Geçen yıl YÖK kontenjanlarını dolduramayınca önlisans programlarında kontenjanları %20 seviyesinde 80 Bin civarında azaltarak kontenjan doluluğu oranlarını geçen yıla göre arttırdı. Buna rağmen önlisans programlarında 40 Bin civarında boş kontenjan bulunmaktadır. Daha vahimi lisans programlarında Boş kontenjan sayısı 2017 yılında 50 Bin iken 90 Binlere ulaşmıştır.
Bir yandan boş kalan kontenjanlar, bir yandan tercih yapmayan öğrenciler… Yükseköğretim cazibesini kaybediyor.
Gerek önlisans seviyesinde gerekse lisans seviyesinde Yükseköğretim Programları işgücü talebini dikkate almadan açılmaktadır. Ayrıca öğretim programları mesleki yeterlilikleri dikkate almamaktadır. Sonuçta Yükseköğretim düzeyinde işsizlik oranı %20’ler seviyesi ile genel işsizlik oranının 2 katı bir orana sahibtir.
NE YAPMALIYIZ?
Üniversite sanayi işbirliği… Üniversite bilgi üretim kapasitesini sanayinin ihtiyacı olan alanlara kanalize etmelidir. Üniversite insan yetiştirme kapasitesini sanayinin ihtiyacı olan yeterliliklere kanalize etmelidir. Üniversite öğretim programlarını sanayinin ihtiyaçlarına göre dizayn etmelidir.
ÖĞRETİM PROGRAMLARI
Hem nicelik olarak hemde nitelik olarak Yükseköğretim Programları açılırken işgücü piyasasının öncelikleri dikkate alınmalıdır. Mezunlarımızı potansiyel işsiz değil potansiyel müteşebbis olarak yetiştirebilmeliyiz. Bir mesleği icra edebilecek becerilerle donatabilmeliyiz. Burada bir tesbitte bulunmak istiyorum Üniversitelerimizde entellektüel vizyon ve mesleki bilgi-beceri transferi birbirinin alternatifi olarak görülüyor. Biri varsa diğeri olmaz diyor. Halbuki öğretim programlarını doğru yapılandırıbilirsek her iki seçeneği de hayata geçirebiliriz. Bu potansiyele sahibiz.
Yükseköğretime erişebilirlik stratejisi çerçevesinde Her ile Üniversite, Her ilçeye Yüksekokul, Fakülte stratejisini gözden geçirmeliyiz. Kamu kaynaklarını çarçur etmeye kimsenin hakkı yoktur.
Sanayi ve hizmetler sektörünün ara eleman ihtiyacının temininde kritik role sahib Önlisans programlarına yerel siyasetçiler hizmet, etkinlik aracı, yerel esnaf geçim kaynağı gibi bakmaktan vazgeçmelidir. Üniversite yöneticileri de maalesef bu kurumlarımıza ikinci sınıf yükseköğretim kurumu olarak bakmaktadır. Vazgeçilmelidir.
Önlisans Programlarına Yüksek Öğretim Kurumu olarak bakmayı öğrenmeliyiz. İlk olarak Önlisans mezunları, askerlik hizmetinin ifasında liseler gibi değerlendirmekten vazgeçmeliyiz. MYO ve Yüksekokul mezunu gençlerimiz, Askerlik görevini Lisans programlarından mezun olanlarla birlikte kısa dönem veya yedek subay olarak yapabilirler.
Bir Konyalı olarak Konyanın Yükseköğretimine dair bir tesbit yapmak istiyorum. Tüm Türkiye’de önlisans programlarında %20’ler seviyesinde kontenjan azaltıldı. Konya’nın ilçelerinde ise kontenjan azalması % 50’lere yaklaştı. Bazı ilçelerimizde önlisans programları kapanma seviyesinde.
Boş kontenjanlar için ise ek tercih yapılacak.
Mesleki Yükseköğretim Krizde demiştik ve maalesef bu yılda çözüm üretemedik. Önlisans kontenjanlarını 80Bin azaltmamıza rağmen 40Bin kontenjan boş kaldı.