“Dilim…seni dilim dilim dilerim, başıma geleni sendin bilirim”. Sayende borçlanıp duruyorum, kendime ve insanlara. Sol yanım huzursuz, sol omuz meleğim mürekkep siparişi veriyor durmadan. Bilmez misin ki “söz ilaç gibidir, azı yaşatır çoğu öldürür” Senden çıkan her kelam; ya kaderim oluyor ya kederim.
Ah dilim, takdir edersin ki ibadet şahsi, ahlâk umumidir. İbadet, sadece sahibini, ahlak ise herkesi bağlar. Sen ki ahlâkımın kapısı ve sesisin. Ne zaman aralansan isterim ki “hakkı konuş”, ne zaman sesin çıksa “sözünde durasın” İlla da konuşacaksan “kibar ve mânâlı” konuş”, “ya hayır konuş ya da sus” Bir de isterim ki boş yere yemin etme, “söz, sözüm söz”, “ben bilirim” deme. Şikâyetlenme ve azcık konuş.
Bazen, âfetim olan kelamlarından ürküyorum. Cürmüm nasıl artıyor bir bilsen! Kendime kılıç çekmiş gibi oluyorum sen yalan söyleyince, iftira, dedikodu edince, sırları ifşa edince, kusurları sayıp söyleyince, iyiliği başa kakınca. Hele şu nefretin ana kucağı küfür, kaba, galiz sözlerini duydukça utanıyorum. Kimi zaman, sesin omuzlarımdan taşıyor, bağırıp çağırıyor, çıkardığın sözlere öfke katıyorsun ya, canım yanıyor. Susman gerekirken konuşman, konuşman gerekirken susmana ne demeli! Oysa biliyorsun ki yerli yerince, tam vaktinde konuşmak, su gibi rahmettir, adalettir. Lüzumsuz konuşmak ise helaktır, felakettir.
Ey dilim, sen böyle davrandıkça “iç savaş” çıkıyor bir yerimde. Senin barbarlığın yüzünden barışı bozuluyor ruhumun. Tek çarem var; seni zindana atmak. Dilin zindanı sükût. Sessizlik olmadan duyamaz insan, içinde buldukları kadar insandır, insan. Sen de bilirsin ki insanların en sağırı; iç sesini duymayan, o sesi almadıkça hayatı gürültüden ibaret sanan…
Seni zapt etmem gerek, dilim. Ve bilirim; hz.Mevlana’nın dediği gibi ”insan koca dünyayı zapt eder ama dilini zapt edemez”. Yine de elimden kurtulamazsın; ”sus ve düşün, dil belasından kurtulmanın devası budur”. İnsanlığımı mahkum etmek yerine seni mahkum ediyorum, ey dilim! Sakın, sükût zindanından firar etme. Zindanda, sevgiye boyan ki selametin gelsin. Sabra dayan saadetin gelsin. Kelam-ı kibarla selâmın gelsin, âfetin bitsin ki affın gelsin…Ve unutma;
Söz vardır kalbe sevgiyi üfler
O sözle coşar kuru çeşmeler
Söz vardır söze indirir buse
O sözle taşar yürekte kese